Bazı durumlarda işin uzmanından bilgi almak her şeyin çözülmesine neden olabilir. Bizler de bu derin tecrübeyi kovalama kararı aldık ve günümüz sosyal medyasının en güçlü isimlerinden olan Çağrı Şahin ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Her geçen gün muhteşem bir artış gösteren akıllı cihazlar, şimdilerde çocuklarında eline düşmüş durumda. Her çocuk bu cihazları kullanabiliyor ve diğer çocuklarla bu platformlar üzerinden etkileşime geçebiliyor. Bu durumun sosyal medya şartları dolaylarında etkilerinin ne olduğunu sosyal medya fenomeni Çağrı Şahin ile tartışıyoruz. Binlerce insana paylaşımlarıyla yön veren genç isim, kendi tecrübelerini tüm çıplaklığıyla burada siz değerli okurlarımız için paylaşıyor.
Öncelikle bizleri kabul ettiğiniz için çok teşekkürler. Çocuk ve sosyal medya kelimeleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ben geldiğiniz ve bu önemli konuyu dile getirdiğiniz için size teşekkür ederim. Bu iki kelime öbeği nedense beni memnun etmiyor. Evet 40 yaşında değilim ama en azından internet ortamında iyiyle kötüyü ayırt edebilecek kadar büyüğüm. Bunu çok iyi yaptığımdan olsa gerek, şu anda Türkiye’nin ve Dünya’nın en büyük sosyal Instagram fenomenleri arasında yer alıyor. Çocuk yaş dediğimiz 3-7 yaş gurubu ne yazık ki bu ayrımı somut bir şekilde yapamaz ve kendisini felaketlere sürükleyebilir.
İnanın size bu konuda fazlasıyla hak veriyorum. Sizce bir çocuğun sosyal medya ile tanışma yaşı kaç olmalıdır?
Burada şunu demek en amatörce davranış olurdu sanıyorum. Bir çocuğun sosyal medyaya uyum sağlayabileceği en uygun yaş “x” yaşıdır. Bunu demek çok yanlış. Kişiler teknoloji çağına uyumlu olarak büyüyorlar ve ister istemez bu platformlara hemen herkesten daha fazla hâkim olma olanağı buluyorlar. Bu durumda onları tamamen sosyal medya mecralarından uzak olarak büyütemeyiz ancak bilinçli kullanıcının ne gibi unsurlara dikkat etmesi gerektiğini onlara öğretebiliriz.
Burada sözünüzü kesmek istiyorum. Sosyal medyanın günümüz gereklerinden olduğunu ve eğitimle çocukların alıştırılması gerektiğini mi vurguluyorsunuz?
“Gereklilik” kelimesinin yerine daha farklı bir şey kullanabiliriz. Elbet bir tabi insan sosyal medya olmadan günümüzde yaşamını idame ettirebilir ancak dijital kimlik sorumluluklarının çok yakında karşımıza çıkacağı şu günlerde bunu yapmak biraz risk almanıza neden olur. Bu nedenle tam olarak çocuklara sosyal medya eğitimi verilmesi taraftarıyım. Birçok kişi ve eleştirmen tarafından yapılan değerlendirmeler eğitim müfredatlarında boş konuların varlığını sorgularken, bu denli kısa bir konunun ders kitaplarına eklenmesi pek de zor olmasa gerek.
Çocuklar için sosyal medya eğitimi sadece okullarda mı verilebilir. Anne ve baba kitlesinin bu noktadaki rolü nedir?
Anne ve babalar… Ne yazık ki her noktada karşımıza ilk eğitmen olarak çıkan ebeveyn kitlesi sosyal medya konusunda çok bilinçsiz. Şöyle düşünün. Bir anne her gördüğü şeyin fotoğrafını çekip, sosyal medyada saçma paylaşımlar yaparken çocuk bunu nasıl doğru algılayabilir ki. Zamanının boşa gittiğini ve geri gelmeyeceğini ona anlatmanız gerekir. Kendimden örnek vereyim. Ben gün boyunca deli gibi paylaşımlar yapmam. Kısa ve öz paylaşımlarla bu günlere kadar geldim. Farkı anlayabildiniz mi?
Fazlasıyla. Bu eğitim fikriniz hakkında ileride çalışma yapmayı düşünür müsünüz? Şahsen günümüz çocukları için çok faydalı olacağı kanaatindeyim.
Elbette, şartlar olgunlaştığı ve konu menfaatleri dahilinde geliştiği takdirde neden olmasın. Bu benim için de çok büyük bir mutluluk kaynağı olur. Ne yazık ki büyükleri çocukların da var olduğu bir ortama hazırlayamıyoruz ancak küçük ve saf kalpleri doğruluğun temellerini inşa etmek için yönlendirebiliriz.
Kaynak: http://cagrisahin.com/biyografi